- 32 –
Hz. ÂDEM’İN BEDENİNE RUHUN ALIŞMASI:
İnsan bir saatte bin defa nefes alıp verir. Bir günde, yirmi dört bin defa câna, Rahmân’dan haber gelir. Rûha, Rahman’dan gelen haberini, bedenin her noktasına, kemiklerin iliklerine kadar göndermesi emredilir. Cân, dosttan bu haberi aldığı müddetçe beden hayatta kalır. Bu haber kesilince, cân bu tenden gider. Asıl vatanına kavuşur. İnsan ölüp beden hareketsiz kalır.
Ruh güneşi, beden sarayına doğunca, âza pencerelerinden bu güneşin ışıkları yansımaya başladı. O kadar ki her uzuv bu nûrları kendinden sandı.
Hepsi kendi güzelliğini ve kendi olgunluğunu söyleyip övünmeye başladılar. Göz: “Ben olmasam âlemi kim görürdü” dedi. Ayak: “Ben olmasam nasıl ayakta durulur ve beden ne ile yürürdü” dedi. El tutması ile, kısacası her uzuv kendi özelliğini ileri sürüp övündüler. O sırada rûh, bunların bu konuşmalarını işitip: “Eğer ben olmasaydım, hepiniz hareketsiz kalır ve çürüyüp hiç olurdunuz” dedi. Rûh sözünü bitirir bitirmez, gaybdan bir nidâ geldi: “Ey rûh ve cân! Eğer cânan’ın cemâlinden Sana nur aksetmese, celâl ve cemâlim hakkı için sen de beden gibi hemen fâni olurdun.
Devamı var Alıntıdır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder