30 Ağustos 2009 Pazar

RESÛLULLAH (S.A.V.)'İN NÛRUNUN YARATILMASI:

- 31 –

Hz. ÂDEM’İN BEDENİNE RUHUN ALIŞMASI:

Lâtife ve Nükte:

Yüce ve Ulu olan Allâh c.c. yaratacağı insanları tafsilâtlı olarak kaleme bildirdi. Ondan Lavh işitip öğrendi. Levh’den İsrâfîl öğrendi. O da Cebrâil (a.s.)’a bildirdi. Sonra ondan bütün melekler öğrendiler. Sonra Allâhu Teâlâ’nın kazâsı meydana çıktı. Hak Teâlâ ateş küresine emretti. Ateş havaya karışıp rüzgâr hâsıl oldu. Rüzgâr, ateşten sıcaklık aldı. Ateş de yelden serinlik kazanıp renk aldı ve can’ın gıdâsı oldu. Allâh’ın inâyeti ve irâdesi, insanların canlarını bu karanlık âleme gönderince, gıdâlarını da rüzgârlara ısmarladı. İnsanların canlarına, gıdâlarını, bu rüzgâr vasıtasıyla gönderdi. Bununla birlikte binlerce meleği de bu işte vazifelendirdi. Şöyle ki bu melekler, canlarının gıdası olan havanın insanların burun deliklerinden ciğerlerine kolaylıkla inmesine yardım ederler. Böylelikle insanların muhtaç oldukları en lüzumlu gıda olan havayı Hak Teâlâ onlara bedava ihsan eyledi. Zahmetsizce insanların ciğerlerine gönderdi. Bu havaya kendi kokusundan verdi. İnsanın canı bu kokuyu koklayıp tâze hayat buldu. İşte bundan dolayıdır ki Resûl-i Ekrem (s.a.v.): “Rüzgâra söğmeyiniz. (Çünkü o da, Allâh’ın emrindendir.) Hoşunuza gitmeyen şiddetini gördüğünüzde: Yâ Rab! Sen’den bu rüzgârın hayrını isteriz. Bunun kötülüğünden, taşıdığı ve getirdiği zararların şerrinden sana sığınırız, diye duâ ediniz” buyurmuştur.

Devamı var Alıntıdır…

Hiç yorum yok: