-21-
Âlimler demişler ki: Meleklere böyle cevap verince, söylediklerine pişman olmuşlar. Günah işlediklerini anlamışlar. Bizi ilgilendirmeyen şeyi niçin söyledik deyip günahlarının bağışlanması için bin yıl Kürsî’yi tavaf eylemişler. “Rabbimiz Senin emrine boyun eğdik, Senden özür dileriz, davetine icâbet ettik, sana tövbe eyledik, günahımızı bağışlamanı dileriz” diyerek Kürsî’nin çevresinde dolaşmışlar.
Ravdat’ul-Ulemâ’da der ki; Melekler ilâhî gadabdan korktukları için her gün Arş’ın çevresinde dolaşıp, ağlayıp sızlayarak Allâh’ın gadabından yine Ona sığınırlardı. Hak Teâlâ onlardan hoşnut olup hallerine acıdı ve:
“Ey meleklerim! Sizler mağfiretimi ister misiniz? buyurdu.”
“İsteriz yâ Rabbî. Biz bilmediğimiz işe karıştık. Affedip gadâbından bizi emin eyle, dediler.”
Hak Teâlâ:
“Arş’ın altında bir ırmak vardır. Ondan abdest alın diye buyurdu.”
Melekler abdest aldılar. Sonra Yüce Allâh onlara şu duâyı okuyun buyurdu: “Ey Allâh’ım! Seni tesbih ederiz, Sana hamd ederiz, Sen’den başka ilâh bulunmadığına şehâdet ederiz. Senden afv diler ve Sana tövbe ederiz.”
Melekler: “Ey Rabbimiz, bu amelin sevâbı nedir?” diye sordular. Yüce Allâh: “Ellerin, ayakların, yüzlerin işlediği günahları affedip temizlerim” buyurdu.
Melekler: “Ey Rabbimiz, bu ihsân sadece bize mi mahsustur, yoksa bu ameli işleyen herkes, mağfiretin ile müşerref olurmu?” dediler.
Yüce ve Ulu olan Allâh: “Bu Amel Ümmet-i Muhammed’e mahsustur. Bu ümmetten bir kimse çok günahkâr olsa, abdest aldığı gibi, onu bütün günahlarından temizlerim ve cennetime sokarım, buyurdu.
Devamı var Alıntıdır…
-21-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder