18 Eylül 2008 Perşembe

ZEKÂTTA DİKKAT EDİLECEK HUSÛSLAR

Cenâb-ı Hak Bakara sûresinin 43. âyet-i kerîmesinde meâlen "Namazı dürüst kılın, zekâtı verin... buyurmuşlardır. Zekât mâlî ibâdetlerin en mühimidir. Kurân-ı Kerîm'de seksenden fazla âyet-i celîede zikredilmiştir. Zekât temizleyici bir ibâdettir, hem zekâtı verilen malı, hem de zekât veren kimseyi temizler.nitekim âyet-i kerîmede "Onların mallarından bir sadaka al ki, onunla kendilerini tezkiye etmiş,olsun..." Tevbe. S. 103 Hadis-i şerifte "Mallarınızı zekât ile koruyunuz, hastalıklarınızı sadaka ile devâ ediniz, belâları duâ ve niyâz ile karşılayınız." buyrulmuştur. zekâtı vermek için muttakî, yani Allâhü Tealâ'dan korkan ve itâat edenleri seçmek, onların takvalarını artırırve mükâfatı büyük olur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Yemeğinizi müttakî kimselere yedirin, sadakalarınızı da mü'minlere verin." buyurmuştur.

Bilhassa ilim tahsil eden veyâ ilim sâhibi olan fakirleri seçmek. Allah rızâsı niyeti ile ilim tahsili en büyük ibâdettir. İbni Mübârek (rh.) sadakalarını bilhâssa âlimlerin fakirlerine verirdi. böyle yaptığır sorulduğunda Ben Peygamberlikten sonra ilimden daha üstün bir rütbe olduğunu zannetmiyorum. Onun iht yâcını temin etmek, okumasını sağlamak daha makbuldür. diye cevab vermiştir.

Nitekim Allâh'tan olduğunu bilerek ona şükredenleri seçmek.

Kulların en çok şükredenleri, nimeti Allâh'tan bilenlerdir. Böylelerine yapılan yardım ise, şübhesiz kaybolmaz.

Alıntıdır...

Hiç yorum yok: