23 Eylül 2008 Salı

DOST VE DOSTLUK.

DOST VE DOSTLUK

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
“Sadâkat ve safâ erbâbından dostlar edinmeye çalışınız ki onlar, refâh hâlinizde sizin süsünüz; dar zamanınızda ise kurtuluş ve muhâfazanıza sebep olsun.”
Dünyâda huzur içinde ve gönül hoşluğu ile yaşamayı arzû edenler için sâdık ve vefâkâr dostlara sâhip olmak, günlük zarûrî ihtiyaçlardandır. Dostun seçimi husûsunda gâyet Îtinâlı olmak çok mühimdir. Kişi evvelâ dost edineceği kimsenin husûsî hallerini incelemelidir ki bu dostluk beklenen istifâde yerine zararla neticelenmesin. Zîrâ ahlâk sirâyet edicidir ve kişinin yanındakinin hareketi, iyi kötü olsun, bilâhere o kişiye isnâd olunur. Dost gibi görünen ikiyüzlülere dikkat etmelidir. Çünkü durumu bilinmeyen bir kimse ile arkadaşlık, Allah korusun musîbetlere uğramaya sebebiyet verebilir. Münâfık, ikiyüzlü ve riyâkârlardan hayır beklenmeyeceği âşikârdır.
Hadis-i Şeriflerde buyrulmuştur ki: “Mü’min, dost olan ve kendisiyle dost olunandır. Dost olmayanda hayır yoktur. İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olandır.”
“Kişi sadık dostu sebebiyle iyiliklere nâil olabilir. Sen kendisi hakkında iyi düşündüğün halde, senin iyiliğini istemeyen dostta hayır yoktur.”
Bir kimseyi yakından tanımaksızın, onun hakkında hüküm vermek için ölçü Îslâm dır. Bu kimsenin hâl ve hareketleri Îslâm ölçüsü ile tartılır. Neticede Allâhü Tealâ’nın emirlerine uyan hareketler ekseriyeti meydâna getirirse bu kişi arkadaş olarak seçilebilir. Aksi hâlde temkinli olmalıdır.

Hiç yorum yok: